|
|
 |
İcat |
Temel ile Dursun Türkiye’de iş bulamamışlar ve Amerika’ya gitmişler. İkisi de iş bulmuşlar fakat farklı yerlerde. Bir anlaşma yapmışlar. Her 10 yılda bir ikiz kulelerin önünde buluşmaya dair. Aradan 10 yıl geçmiş dursun lüks bir arabayla Temel ise otobüsle gelmiş. Temel sormuş :
- Sen bu kadar parayı nerden buldun? Dursun :
- Bir icat yaptım içine elini koyuyorsun el falını okuyor. Bunun için 15 dolar istiyor, demiş.
Sonra ayrılmışlar ve bir dahaki 10. yılda tekrar buluşmuşlar. Bu sefer temel lüks bir lumuzinle gelmiş. Dursun sormuş :
- Sen bu kadar parayı nerden buldun?
Temel :
- Bir icat yaptım el falını okuyor bunun için 15 dolar istiyor. Elini geri çekmek için ise 20 dolar istiyor, demiş.
|
|
Kız Çocuğu ve Temel |
Temel bir gün kamyonla yokuş aşağı iniyormuş. Aniden kamyonun freni patlar ve Temel ne yapacağını şaşırır. Sağa bakar bir pazar yeri sola bakar küçük bir kız çocuğu. Temel aklından der ki “kamyonu pazar yerine süreceğime şu küçük kız çocuğuna doğru süreyim”. Olanlar olur Temel hastanede... Gazeteciler röportaj yapmak için gelirler. Temel Bey “43 kişinin ölümünden sorumlusunuz ne düşünüyorsunuz olay nasıl oldu?” diye sorarlar. Temel de “her şey kız çocuğunun pazara koşmasıyla başladı” der.
|
|
Piyango |
Temel’e bir gün piyangodan para çıkmış. Temel’de bütün parayı toprağa gömmüş. Toprağın üstünde “burada para yoktur” yazmış. Dursun’da yazıyı okumuş. Bütün parayı almış. O da “buradan parayı Dursun almadı” diye bir yazı yazmış...
|
|
Konuşabilir misiniz? |
Hoca derste sorar :
- Arkadaşlar balıklar neden konuşmazlar.
Bu soruyu kimse cevaplayamaz. Ali kalkar ve soruya cevap verir :
- Hocam sizin başınızı suya koysam konuşabilir misiniz?
|
|
İstikamet |
Temel trene binmiş, kondüktör gelmiş, biletinin İstanbul’a olduğunu, trenin ise Ankara’ya gittiğini söylemiş. Temel kendinden emin :
- Peki maçinist yanlış istikamete cittiğini piliy mi?..
|
|
Müebbet |
Zamanın en büyük mafya babası idamlık bir suçtan yargılanıyordu.Jürinin içindede bizim Temel vardı.Babanın adamları Temel'in yanına gelip ula Temel ne yap et bu cezayı müebbete çevir.Ve jüri toplandıktan sonra hakim kararını müebbet olarak açıklar.Babanın adamları Temel'in yanına gelip Bunu nasıl yaptığını sorar.Temel'de;
Sormayın uşaklar jüri beraat diye tutturdu müübbete çevirene kadar anam ağladı.
|
|
Tahliller |
Temel hastaneye gitmektedir. Girişte birinin ağladığını görür. Yaklaşır ve sorar :
- Hayrola hemşehrim!.. Neden ağlıyorsun? Adam :
- Kan tahlili yaptırmaya geldim. Parmağımı kestiler. der. Bu sefer Temel daha şiddetli bir şekilde ağlamaya başlar. Ne olduğunu anlayamayan adam Temel’e sorar :
- Hayırdır hemşehrim. Sen niye ağlamaya başladın? Temel cevap verir :
- Ben idrar tahlili yaptırmaya geldim.
|
|
Ödül |
Trafik polisi Cemal’in kullandığı aracı durdurur ve gülerek müjde verir :
- Sizi tebrik ederim beyefendi bugünkü kontrollerimizde emniyet kemeri takan tek sürücü sizsiniz bu yüzden size 500 milyon lira ödül vereceğiz. Bu parayla ne yapmayı düşünüyorsunuz? Cemal cevap vermiş :
- Hemen cidip bir ehliyet alacağum...
Polis, ne senin ehliyetin yok mu, demeye kalmadan yandan fadime söze girmiş :
- Siz ona bakmayın memur bey içince hep böyle sapitiy.
Polis iyice sinirlenmeye başlamış tam bu arada arka koltukda oturan Dursun atlamış :
- Ula ben size demedim mi çaluntu arabayla yola çıkmayalum, başımıza bir iş celur diye. Trafik polisi iyice zivanadan çıkmak üzereymiş ki bagajdan İdris’in sesi gelmiş :
- Ne oldu uşaklar geçtik mi sınırı?..
|
|
Delirme |
Fadime ile Temel oturmuş sohbet ediyorlarmış. Fadime sormuş :
- Pen ölürsem napacaysun?
- Delirirum...
- Tekrar evlenir misun?
- Deliriruz dediysek o kadar da deyul...
|
|
Ödül |
Trafik polisi Cemal’in kullandığı aracı durdurur ve gülerek müjde verir :
- Sizi tebrik ederim beyefendi bugünkü kontrollerimizde emniyet kemeri takan tek sürücü sizsiniz bu yüzden size 500 milyon lira ödül vereceğiz. Bu parayla ne yapmayı düşünüyorsunuz? Cemal cevap vermiş :
- Hemen cidip bir ehliyet alacağum...
Polis, ne senin ehliyetin yok mu, demeye kalmadan yandan fadime söze girmiş :
- Siz ona bakmayın memur bey içince hep böyle sapitiy.
Polis iyice sinirlenmeye başlamış tam bu arada arka koltukda oturan Dursun atlamış :
- Ula ben size demedim mi çaluntu arabayla yola çıkmayalum, başımıza bir iş celur diye. Trafik polisi iyice zivanadan çıkmak üzereymiş ki bagajdan İdris’in sesi gelmiş :
- Ne oldu uşaklar geçtik mi sınırı?..
|
|
Kaşla Göz Arasında |
Temel’in taksisine Texaslı bir adam binmiş. İstanbul'da dolaşırken Akmerkez’i göstererek "Büyük bina, bizim orda bunu 2 günde yaparlar", Galata Kulesi’ni göstererek bizim orda bunu 1,5 günde yaparlar" diye atıp tutuyormuş. Sonunda Temel’in canına tak etmiş ve Süleymaniye Camisini göstererek, "Allah Allah..." demiş. Texaslı ne oldu diye sorunca, Temel, "Az önce geçtik ama burada böyle bir cami yoktu... Yine kaşla göz arasında yapmış bizimkiler" demiş.
|
|
Nezleyimde... |
Timurlenk, Akşehir'de karargah kurulunca şehir halkı adına Nasrettin Hoca ile eşraftan iki zat hatır sormaya gittiler. Kahveler içilip sohbet edildikten sonra, Timur sormuş :
- Karargahımı nasıl buldunuz?
Beylerden biri cevap vermiş :
- Çok güzel ama fena bir koku var!
Timur fena halde kızmış, yanındakilere " Alın şu adamı, boynunu vurun" demiş ve öteki beye dönmüş :
- Koku var mı?
Adam korkusundan :
- Ne münasebet efendimiz, misk-ü amber kokuyor, deyince Timur gene kızmış :
- Neresi misk kokuyor dalkavuk herif! Alın şununda boynunu vurun!
Sonra aynı soruyu Hoca'ya sormuş. Hoca bakmış pabuç pahalı yapıştırmış cevabını :
- Vallahi hükümdarım ne diyeyim, nezleyim burnum koku almıyor.
|
|
Kibir Yok |
Nasreddin Hoca'ya yapılan şakalar tükenip bitmezdi. Akşehir'liler bir gün Hoca'ya takılır ve sorarlar.
- Hocam senin evliyalar katında ulu bir kişi olduğun söylenir. Aslı var mıdır?
Hocanın böyle bir iddiası elbette yoktur ama bir kere soruldu ya cevaplar :
- Herhalde öyle olmalı.
Bunu duyan bir kişi hemen söylenmeye başlar :
- Böyle kişiler zaman zaman mucizeler göstererek bu özelliklerini herkese kanıtlar. Hocam madem kabullendin, göster bir mucize görelim. Hoca :
- Pekala size şimdi bir numara yapalım, der. Karşısında duran ulu çınara :
- Ey ulu çınar çabuk yanıma gel, der
Tabii ne gelen ağaç var ne de giden... Hoca yürümeye başlar ve ağacın yanına varır. Akşehir'liler ne oldu hocam ağacı getiremedin kendin yanına gittin diyerek gülünce Hoca :
- Bizde kibir yoktur. Dağ yürümezse Abdal yürür, der.
|
|
Allah'ın Rahmeti |
Nasrettin hoca birgün camdan yağan yağmuru seyrediyormuş. Yağmurdan kaçan bir adama gözü takılmış. Camı açmış adama bağırarak ;
- Neden Allah'ın rahmetinden kaçıyorsun , demiş. Adam hocaya cevap vermeden kaçışına devam etmiş.Ertesi gün adam camdan yağmuru seyrederken Hoca dışarda yağmurdan kaçıyormuş. Bunu gören adam Hocaya ;
- Hocam Allah'ın rahmetinden kaçılır mı? Neden kaçıyorsun? , demiş. Hoca cevap vermiş ;
- Allah'ın rahmetine basmamak için kaçıyorum.
|
|
Karıştırdım Galiba! |
Birgün Nasreddin Hoca eşşeğine ters binmiş gidiyormuş. Bunu gören bir adam:
-Hoca, hoca bindiğin dalı kesiyorsun diyince,
Hocada:
- Ya tutarsa demiş.
|
|
BU FIKRALAR HAKKINDA YORUMLARINIZI BEKLİYORUM!!! |
|
 |
|
|
|
|